-
1 все разом
hepsi birden -
2 exeuntomnes
hepsi birden sahneden çıkar -
3 exeuntomnes
hepsi birden sahneden çıkar -
4 вдруг
birdenbire,ansızın,birden* * *1) ( неожиданно) birdenbire, ansızın2) разг. ( одновременно) birden3) разг. ( а если) ya...sa -
5 Ganze
Ganze n <Ganzen; o pl> -in bütünü, tamamı;das Ganze (alles) -in tamamı, hepsi;aufs Ganze gehen -in hepsini istemek;im Ganzen hepsi birden, toptan;im (Großen und) Ganzen genelde -
6 insgesamt
insgesamt adv topluca, hepsi birden -
7 samt
-
8 aller
alle(r, s) pronhepsi, cümlesi, bütün;\allers in \allerm ( insgesamt) hepsi hepsi, tam tamına; ( im Großen und Ganzen) topu topu; ( im Allgemeinen) genel olarak; ( kurzum) kısacası, hülasa;\aller auf einmal hep birden, herkes birden;\aller beide/drei her ikisi/üçü;\aller, die dort sind orada bulunan herkes;\aller zehn Minuten (her) on dakikada bir;\aller zwei Tage (her) iki günde bir;auf \aller Fälle kesinlikle, mutlaka; ( so oder so) öyle veya böyle;ein für \allermal ilk ve son defa olmak üzere;dies \allers bütün bunlar, bunların hepsi;\allers auf einmal hepsini birden;\allers, was du willst her istediğini, ne istersen;\allers, was Sie wollen her istediğinizi, ne isterseniz;\aller zu seiner Zeit! her şeyin zamanı var!;vor \allerm her şeyden önce;für \aller Zeiten ebediyen;wer war \allers da? kimler oradaydı?;es waren \aller da herkes oradaydı;ist das \allers? hepsi bu kadar mı?;was soll das \allers? bütün bunlar ne demek oluyor?;in \allerr Frühe erkenden;die schönste \allerr Mädchen/Tage kızların/günlerin en güzeli;es ist noch nicht \allerr Tage Abend gün doğmadan neler doğar;wir \aller hepimiz -
9 جميع
جَمِيع1. topAnlamı: birçok şeyin hepsi2. külAnlamı: bütün, tam3. beherAnlamı: her biri4. adamakıllıAnlamı: gereğinden çok, iyice5. kamuAnlamı: hep, bütün6. tutarAnlamı: bir şeyin tümü7. kâmilenAnlamı: büsbütün, toptan8. hüryaAnlamı: hep birden, cümbür cemaat9. tamamıylaAnlamı: büsbütün10. büsbütünAnlamı: tamamen, temelli, iyice11. umumAnlamı: bütün, hep, tüm12. cümletenAnlamı: hep birden, hepsi13. tamamenAnlamı: büsbütün14. cümlemizAnlamı: hepimiz15. tümbekAnlamı: bütünü16. olancaAnlamı: olanca, bütün, elde bulunanın hepsi17. yekûnAnlamı: toplam18. bütünAnlamı: eksiksiz, tam -
10 all at once
birdenbire, hep birden, aniden, hepsi birlikte* * *hep birden* * *1) (all at the same time: Don't eat those cakes all at once!) hepsini birden2) (suddenly: All at once the light went out.) aniden, birden bire -
11 أجمع
-
12 عموم
عُمُوم1. beherAnlamı: her biri2. genellikAnlamı: genel olma durumu3. bütünlükAnlamı: bütün olma durumu4. kamuAnlamı: hep, bütün5. cümletenAnlamı: hep birden, hepsi6. umumAnlamı: bütün, hep, tüm7. tümbekAnlamı: bütünü8. bütünAnlamı: eksiksiz, tam -
13 كافة
-
14 كل
Iكَلَّ1. köpeklemekAnlamı: çok yorulmak2. zahmetAnlamı: sıkıntı, güçlük, yorgunluk, eziyet3. didinmekIIكُلّ1. külAnlamı: bütün, tam2. beherAnlamı: her biri3. umumAnlamı: bütün, hep, tüm4. cümletenAnlamı: hep birden, hepsi5. tümbekAnlamı: bütünü6. tamamAnlamı: bütün, tüm7. tamAnlamı: bütün, tüm8. bütünAnlamı: eksiksiz, tam
См. также в других словарях:
birden — zf. 1) Bir defada 2) Ansızın Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım. R. H. Karay 3) Birlikte, beraberce, hepsi bir arada Şimdi, ikisi birden gülmekten kırılıyorlar. Y. K. Karaosmanoğlu 4) Çabucak Birleşik Sözler birdenbire hep birden … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÜLLİYAT — (Külliyet. C.) Bütün. Hepsi. Hepsi birden. * Bir müellifin bütün eserleri … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
besmele çekmek — bir işe başlarken bismillahirrahmanirrahim sözünü söylemek Üç dört kişi birden besmele çekmişlerdi ve hepsi birden okumaya başlamışlardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
cümbür cemaat — zf. Toplu olarak, hepsi birden, cumhur cemaat … Çağatay Osmanlı Sözlük
çığır açmak — bir alanda yeni bir yol, yöntem başlatmak Hepsi birden Atatürk ün açmakta olduğu bir çığırda çalışıyorlardı. A. Erhat … Çağatay Osmanlı Sözlük
HANDEK GAZVESİ — Peygamberimizin (A.S.M.) büyük muharebelerinden birisi olup, hicretin beşinci senesinde Şevval ayında vuku bulmuştur. Asıl muharebeyi uyandıranlar Beni Nadir kabilesi olup bunlar Kureyş ve Gatfan kabilelerini de davet etmekle hepsi birden Medine… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÂFFETEN — Bütünü. Hepsi birden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜCTEMİAN — Toplu olarak. Topluca. Hepsi birden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
donmak — nsz, ar 1) Sıvı, soğuğun etkisiyle katı duruma gelmek, buz tutmak 2) Yaşamını yitirmek, soğuktan ölmek Donmak üzere olan insanların tatlılığını içimde duymaya başladım. S. F. Abasıyanık 3) Çok üşümek 4) Bitki soğuktan zarar görmek, yararlanılmaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük
topluluk — is., ğu 1) Nitelikleri bakımından bir bütün oluşturan kimselerin hepsi, toplum, camia, cemiyet Bu müşterek duygu ve anlayış birçok zevkleri birleştirir ve bir topluluk meydana getirirdi. A. Ş. Hisar 2) Aynı yerde bulunan insan kalabalığı 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük